Loader

SİRKE NASIL YAPILIR

 

Dr. Erkan Karaarslan

 

 

Susmayı, kendi kabuğunun içine çekilmeyi, bir yaşam biçimi, bir kişilik simgesi olarak benimseyen insanlar vardır. Özgürlükleri ve silahları konuşmamaktır. Her adaletsizlik, onların eylemsizliğinden güç alır birazda. Biz, susmayı ve kendi kabuğunun içine çekilmeyi benimsemedik, yapamadık, başımıza türlü işler geldi, ama doğru bildiğimizden şaşmadık.

 

Hep mevzuat yazacak değiliz ya, sirke nasıl yapılır onu da biliyoruz birde sirke yapımını anlatalım. Bu işleri de cezaevlerinde öğrendik aslında. Okuyucular genelde bilirler, Ülkemizin çeşitli hapishanelerinde bir esaret hayatımız oldu. Bizim Usul Hukukumuza göre tutukluluk kuvvetli suç şüphesi olduğu durumlar için sözkonusudur. Herkesin üzerinize atılı suçu işlemediğinizi bildiği halde tutuklu kalmanıza seyirci olduğu durumlara, Esaret demek daha doğru bir ifade olur diye düşünüyorum.

 

İşte bu Esaret hayatımızın önemli bir bölümünü tek kişilik özel 6 metrelik hücrede geçirdik. Normal koşullarda bir mahkum bir disiplin suçu işlediğinde uzun yargılamalar sonucunda suç işlediğinin kesinleşmesi üzerine, 5, 10 gün süre ile hücre cezası alıp kaldığı yerden, hiçbir ceza almadan herhangi bir idari karar tebliğ edilmeksizin zorla aylarca tutulduğunuz hücreden bahsediyorum.

 

Bu konular uzun konular, infaz sistemi, infaz sisteminde adalet, infaz sisteminin caydırıcılık ve tedavi edilmeye etkileri hep detaylıca yazılması gereken konular ve bugün biz sirke nasıl yapılır onu anlatmak istiyoruz. 

 

Elma sirkesi için ihtiyacınız olan malzemeler, 5 lt boş bir su şişesi; 15-20 adet elma, az bir sirke, su, az kuru ekmek. İşte cezaevlerinde bulabildiğiniz bu malzemeleri alırsınız ve elmaları kabukları ve çekirdekleri ile şişeye doldurursunuz. Şişeyi güneş almayan bir yere kaldırırsınız. Zaten güneş alan bir yerde yoktur. Arada şişeyi karıştırırsınız bir müddet sonra elmalar çöker. Bir müddet sonra da bu sirkeyi süzerek başka bir şişeye aktarırsınız. Belirli bir müddet sonra (1 ay 4 görüş diyelim ortalama buna) mis kokulu sirkeniz olmuştur. Sirkeyi yapan sabırdır, emektir, umuttur ve sevgidir esasında.

 

Aslında yaptığınız sirke değil günlük rutini bozmaktır, aslında yaptığınız umut etmektir, aslında yaptığınız cesaret etmektir ve aslında yaptığınız bırakıldığınız kabirde ölmemek için mücadele etmektir. Tıpkı turşu yapmak gibi, kefir yapmak gibi, sıvı sabun, çiğ köfte yapmak gibi. Zeytin çekirdeklerinden geceleri aya bakarak hakedeni düşleyip bileklik, kendine tesbih yapmak gibi. Hurma çekirdeğine evladının adını yazmak gibi….

 

Cezaevlerinde haftada 1 kez 10 dakika önceden bildirdiğin telefonla konuşma hakkın vardır (bizim zamanımızda öyleydi şimdi 20 dakikaya da çıkarılmış olabilir.). Haftada bir kez olan 10 dakika telefonda konuşacak pekbir şey de bulamazsın. Bunun nedeni konuşulacak bir şey olmaması değil, konuşulan herşeyin yarım kalacağını ilk birkaç telefonda öğrendiğin için hiçbir şey konuşmamaya karar vermiş olmandır. Telefonda tarafların birbirine umut vermek dışında bir amacı yoktur. Herkes birbirine çok iyi olduğunu söyler, gözyaşlarını içine akıtır, 10 dakikacık erteler ağlamayı, ne olacaksa telefon sonrasında olacaktır.

 

Esaret altında ki adam, dışardaki sevdiklerinin umudunu yüksek tutmak için çok iyiyim der sirke yapmıştım oldu, tadı da muhteşem bak bunu da öğrendim. Çıkışta evde de yaparız. Herkes biran için çok mutlu olur, sirke görevini yapmış, umudu ayakta tutmayı başarmıştır. Ta ki telefon görüşmesi sonrası, dinlenen telefonlardan sirke yapıldığını öğrenip, 15, 20 infaz koruma memurunun 6 metrelik hücreyi sayım adı altında basıp, yönetmeliğe uygun olmayan sirkeleri bir hışımla almalarına kadar.

 

Bir sonra ki telefon görüşmesinde olay şöyle özetlenir, bunlar, bunlar var ya gülüm, bunlar, umuda düşman. Nazım Hikmet’in onlarca sene önce dediği gibi;

Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim,

akar suyun

meyve çağında ağacın,

serip gelişen hayatın düşmanı.