Loader

Erkan KARAARSLAN

Devlet Denetim Elemanları Derneği

Kültür ve Yayın İşlemleri Sorumlusu

 

 

KAMU PERSONEL KANUNU TASARI TASLAĞINA

İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI

 

 

Türkiye kamu personel sisteminin genel özelliği, farklı kamu parçaları için ortaklaşa geçerli ilkeler içeren “birleşik personel rejimi” üzerinde yükselmiş olmasıdır. Devlet örgütlenmesinin merkezi yönetim, yerel yönetim ve kamu iktisadi teşebbüsleri için farklı sistemler geliştirilmek istenmiş, ancak bu üç ana parça tek çatı altında toplanmıştır. Bu ana grupların dışında kimi özel yasaya bağlı düzenlemeler yapılmış, ancak bunlarda da birleşik çatının ilkeleri dışına çıkılmamaya özen gösterilmiştir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kamu personel sistemini düzenleyen en önemli yasal düzenlemedir. Yürürlüğe girdiği ilk yıllarda (23.07.1965 yayım tarihi) gerçek bir reform olan 657 sayılı Kanun zaman içerisinde sürekli eklenen ek ve geçici maddelerle yamalı bir bohça haline gelmiştir. (Kanunun; 37 Ek Maddesi; 33 Geçici Maddesi; 61 Ek Geçici Maddesi ve onlarca Kanuna Eklenemeyen maddesi bulunmaktadır.) Yüzlerle ifade edilebilecek Kanunla Kanununda yüzlerce değişiklik yapılmıştır. Kanunu en ince noktalarına kadar bilenlerin sayısı tüm ülkede bir elin parmakları kadardır. Özlük hakları yapılan sürekli ilavelerle içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Maaş hesabı ciddi bir ihtisas alanı olmuş, yüze yakın öğeden oluşmaktadır. Özlük hakları açısından dikey ve yatay dengeler bozulmuş, çok farklı ücret rejimleri ortaya çıkmıştır. Kanun, performansa prim vermeyen, baskıcı ve çalışma barışını bozacak şekilde ücret adaletsizlikleri taşıyan bir haldedir. Bu açılardan bakıldığında uzun zamandır üzerinde konuşulan yeni bir Kamu Personel Yasası çıkarılması son derece olumlu ve doğru bir yaklaşımdır.

Kamu Personel Yasa Tasarısı ile maaş unsurları azaltılmakta, izin süreleri gibi çalışan lehine çok olumlu düzenlemeler yapılmaktadır. Sade, anlaşılabilir, derli toplu bir düzenleme yapılmaktadır ki bu toplumun ihtiyaçlarına uygundur.

Ancak, kamu personel sisteminin hiçbir iş güvencesi olmayan sözleşmeli personel sistemine dayanması, ücretlerin önemli bir kısmının yine hiçbir objektifliğe dayanmayan performansa dayanarak ödenecek olması, kamu personelini siyasilere ve bürokratlara aşırı bağlı bir hale getirecektir. Kanunda son zamanlardaki modaya uygun olarak denetim hiçbir şekilde bulunmamaktadır. Görevden uzaklaştırma hükümleri dışında müfettiş, kontrolör, içdenetçi kanun tasarı taslağının hiçbir bölümünde (sicil, performans değerlendirmesi gibi) yer almamaktadır.

Son dönemlerde kamu reformu çerçevesinde sık sık saydamlık ve hesap verilebilirlikten bahsedilmektedir. Bu kavramlar 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu gibi çeşitli Kanunlarda da yer alarak hukukilik kazanmıştır. Ancak bunlar sadece sözde kalmakta uygulamada ise saydamlıktan eser bulunmamaktadır. Bu Kanun Tasarısıda toplumdan kaçırılarak hazırlanmış ve tartışmaya açılmadan yazılmıştır. Şimdi kamu kurumlarına gönderilen ve görüş istenen tasarı ile adeta yasak savılmaktadır. Çünkü asıl önemli olan ekli listeler boştur. Bu nedenle hangi kamu görevlilerinin nasıl istihdam edileceği, hangi özlük haklarına sahip olacakları belirli değildir. Bunlar belirli olmadan kamu kurumları ve topluma tasarı tartıştırılmaktadır. Bu haliyle tartışılmaya uygun olmayan bir Kanun Tasarı Taslağı ile karşı karşıyayız.

KAMU PERSONEL REJİMİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

  1. Demokratikleşme

Kamu Personel Yasa Tasarısında demokrasiye aykırı çok sayıda hüküm yer almaktadır. Bunlara aşağıda madde metinleri yer alan, “Basına bilgi verme veya açıklama yapma” Başlıklı 14. maddeyi, 27. maddedeki “Toplu eylem ve hareketlerde bulunma yasağı” Başlıklı 27. maddeyi ve “Grev yasağı” Başlıklı 28. maddeyi örnek olarak gösterebiliriz.

Basına bilgi verme veya açıklama yapma

Madde 14- Memurlar ve sözleşmeli personel, görev alanları ile ilgili olarak gizlilik derecesi bulunmayan bilgileri, basın ve yayın organları ile haber ajanslarına kurum amirinin izni ile verebilir.

 Basın ve yayın organları ile haber ajanslarına kamu görevleri ile ilgili açıklamalar, Başbakanlık ve bakanlıklarda müsteşarlar, Başbakanlık ve bakanlıkların bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarında en üst amirler, illerde valiler ile bakanların, belediye başkanlarının ve bu fıkrada sayılanların yetkili kılacakları görevliler tarafından yapılabilir.

 Askerî hizmet ile ilgili bilgiler özel kanunların yetkili kıldığı personel dışında hiçbir kimse tarafından açıklanamaz.

Toplu eylem ve hareketlerde bulunma yasağı

Madde 27- Memurlar ve sözleşmeli personelin toplu olarak göreve gelmemeleri veya hizmetin yavaşlatılması veya aksatılması sonucunu doğuracak eylemlerde bulunmaları yasaktır.

 Grev yasağı

Madde 28- Memurlar ve sözleşmeli personelin greve karar vermeleri, grev düzenlemeleri, ilan etmeleri ve bu yolda propaganda yapmaları yasaktır. Memurlar ve sözleşmeli personel, herhangi bir greve veya grev teşebbüsüne katılamaz, grevi destekleyemez veya teşvik edemez.

Demokratikleşme konusundaki tek olumlu düzenleme, 657 sayılı Kanunun Devlet memurlarının görev yaptıkları kurum ve hizmet birimlerinin bulunduğu yerleşme merkezlerinde ikamet etmeleri ve ikamet ettikleri il hudutlarını tatillerde ancak yetkili amirin izniyle terk edebilmeleri” ni düzenleyen Ek 20. maddesinin yürürlükten kaldırılmış olmasıdır.

2. Güvenlik Hakkı

Yasa tasarısının “Kadro ve pozisyonların tespiti” Başlıklı 6. maddesinde getirilen “Kadrosuz memur ve pozisyonsuz sözleşmeli personel çalıştırılamaz.” Hükmü ve “Güvence” Başlıklı 17. maddesinde “Kanunlarda yazılı hâller dışında memurun memurluğuna son verilemez ve hakları elinden alınamaz.” Hükmü ile memurlara yeterli güvenlik hakkı tanınmıştır.

Ancak, sözleşmeli personel için aynı maddelerde getirilen “Sözleşmeli personel pozisyonları, bu pozisyonlarda çalışan kişiler açısından iş sürekliliği sağlamaz.” Hükmü ile “Bulunduğu kurumda veya diğer kurumlarda bu Kanuna göre aralıksız onbeş yıl süreyle sözleşmeli personel olarak istihdam edilenlerin, bu Kanunda ve sözleşmelerinde gösterilen görev, yetki ve sorumlulukları ihlal etmedikleri sürece sözleşmeleri yenilenir.” Hükümleri; sözleşmeli personel için hiçbir güvenlik hakkı tanınmadığını net bir şekilde göstermektedir.

Sözleşmeli personelin sözleşmelerinin kesin olarak yenilenebilmesi için aralıksız onbeş yıl süreyle sözleşmeli personel olarak istihdam edilmesi gerekmektedir. Bu sözleşmeli personelin 15 yıl süreyle sözleşmesinin yenilenmemesi korkusuyla çalışmasına ve her ne pahasına olursa olsun sözleşmesinin yenilenmesini sağlayacak şekilde hareket etmesine neden olacaktır.

3- Hizmet Sürelerinin Değerlendirilmesi ve Üst Görevlere Atanma

Kamu Personel Kanunu Tasarısı Taslağının “ Hizmet sürelerinin değerlendirilmesi” Başlıklı Geçici 2. Maddesinde özetle; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce bu Kanuna tâbi kurumlarda hangi statüde olursa olsun çalışmakta olanlardan bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçici 1 inci madde hükümlerine göre memur kadrolarına veya sözleşmeli personel pozisyonlarına geçenlerin temel görev aylığı ve temel görev ücreti göstergelerine esas basamaklarının tespitinde 46 ncı maddeye göre basamak ilerlemesinde ve kıdem yılının tespitinde değerlendirilmesi öngörülen süreleri dikkate alınır.

Bunların daha önce tâbi bulundukları mevzuat hükümlerine göre olumsuz sicil veya disiplin cezası almaları nedeniyle değerlendirilmeyen hizmet süreleri, temel görev aylığı ve temel görev ücreti göstergelerine esas basamaklarının tespitinde de dikkate alınmaz.

Geçici 1 inci madde hükümlerine göre memur kadrolarına veya sözleşmeli personel pozisyonlarına geçirilenlerin temel görev aylığı ve temel görev ücreti göstergelerine esas basamaklarının tespitinde fiilî çalışmaya bağlı hizmet süreleri dikkate alınır. Bu fıkra hükmü diğer kamu görevlileri hakkında da uygulanır.” Denilmektedir. Görüldüğü gibi sürelerin tespitinde olumsuz sicil veya disiplin cezası alınması nedeniyle değerlendirilmeyen hizmet süreleri basamakların tespitinde dikkate alınmazken, 657 sayılı Kanuna göre fiilen çalışma dışındaki çeşitli nedenlerle (mastır, olumlu sicil gibi) yapılan kademe ilerlemeleri basamakların tespitinde dikkate alınmamıştır.

Tasarı Taslağının “Görevde yükselme” Başlıklı 47. maddesindeMemurların üst görevlere ve öğrenim durumları itibarıyla kazandıkları unvanlara ilişkin görevlere atanmaları ile ilgili usul ve esaslar Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak yönetmelikle düzenlenir. Sözleşmeli personel hakkında uygulanacak usul ve esaslar da aynı yönetmelikle düzenlenir.” Denilmektedir. Bu çok önemli düzenlemenin kanun yerine yönetmelikle düzenlenmesi son yıllarda sıkça yapılan yasama hakkının devridir ve genel hukuk kurallarına aykırıdır.

4. Memur Olma Şartlarını Kaybetme

Kamu Personeli Kanun Tasarı Taslağının, güvence başlıklı 17 inici maddesi ile, kanunlarda yazılı hâller dışında memurun memurluğuna son verilemeyeceği ve haklarının elinden alınamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Tasarı Taslağının “Memurluğun sona ermesi” başlıklı 60. maddesinde

Memurların;

a) Bu Kanun hükümlerine göre memurluktan çıkarılması,

b) Memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya bu şartlardan herhangi birinin sonradan kaybedilmesi,

c) Çekilmesi veya çekilmiş sayılması,

d) Haklarında emeklilik hükümlerinin uygulanması,

e) Ölümü,

hâllerinde memurluğu sona erer.”

Denilmektedir. Sözleşmeli personelin görevinin sona ermesi başlıklı 63. maddede bu maddeye ilaveten sözleşme süresinin sona ermesi yer almaktadır.

Bu hükümlere göre istinaden örneğin, “taksirli suçtan mahkum olma” memur veya sözleşmeli personel olma şartını kaybettirmediğinden bu tasarının 60 ve 63. maddesine göre göreve son verme işlemi uygulanamayacaktır. Ancak bu durumda ne yapılacağına ilişkin hüküm de bulunmamaktadır.[1] Bu durumların hizmet ilişkisini askıya alan Tasarı Taslağının 69. maddesinde açıklanan aylıksız izin durumuna ilave edilmesi gerekmektedir.

5- İstisnai Kadro ve Pozisyonlar

657 sayılı Kanunun ilk düzenlemesinde çok sınırlı sayıda kadro için 59 uncu maddedeki düzenleme ile öngörülen istisnai memuriyet kadrolarının kapsamı zaman içerisinde son derece genişletilmiştir. 657 sayılı Kanunla ilgili yapılan eleştirilerde istisnai memuriyet kadrolarının gözden geçirilerek kapsamının daraltılması konusunda eleştiriler yoğunlaşmıştır. Kamu Personel Kanun Tasarı Taslağının hazırlanmasında bu eleştirilerin hiçbirisinin dikkate alınmadığı, atanmasından yükselmesine ve görevden alınmasına kadar farklı hükümlere tabi çok sayıda kadro yaratıldığı görülmektedir.

Kamu Personel Kanun Tasarı Taslağının 40. maddesine göre istisnai kadro ve pozisyonlar şunlardır;

a) Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliği kadro ve pozisyonları,

b) Müsteşar,

c) Başbakan Başmüşaviri, Başbakan Müşaviri; Başbakanlık ve bakanlıklarda Müşavir, Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri,

d) Başbakanlık Basın Müşaviri,

e) Özel Kalem Müdürü,

f) Vali, Büyükelçi, Elçi, Daimî Temsilci, Dışişleri Bakanlığı Hukuk Müşaviri, Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi,

g) Millî İstihbarat Teşkilatı kadro ve pozisyonları,

h) Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinde Müşavir, Hukuk Müşaviri ve Genel Sekreter Sekreteri,

ı) Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanı, Özelleştirme İdaresi Başkanı, Toplu Konut İdaresi Başkanı, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı, Türk Patent Enstitüsü Başkanı, Türk Standartları Enstitüsü Başkanı, Türkiye İstatistik Kurumu Başkanı ile Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü, Devlet Su İşleri Genel Müdürü, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü, Gençlik ve Spor Genel Müdürü, Karayolları Genel Müdürü, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Genel Müdürü, Vakıflar Genel Müdürü ile anayihir belediyelerinin bağlı kuruluşlarının genel müdürleri.

j) Millî Savunma Bakanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri kadro ve pozisyonlarında veya kadro açıklamalar bölümünde özel nitelikli olarak gösterilen görev yerleri ile olimpiyat şampiyonluğu veya olimpik spor dallarından birinde büyükler kategorisinde birden fazla Dünya şampiyonluğu kazananlar arasından spor müşavirliğine yapılacak atama ve görevlendirmeler,

6- İzinlere İlişkin Düzenlemeler

Kamu Personel Kanunu Tasarı Taslağının 66-69. maddeleri ile Geçici 4. maddesi izinlere ilişkin hükümler içermektedir. Memurların ve tam zamanlı çalışan sözleşmeli personelin yıllık izin süresi, hizmeti bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dâhil) olanlar için onbeş işgünü, beş yıldan fazla, onbeş yıldan az olanlar için yirmi işgünü, onbeş yıl (dâhil) ve daha fazla olanlar için yirmialtı işgünü olarak belirlenmiştir.

İzinlere ilişkin hükümlerin genel olarak olumlu olduğunu ve çalışanların lehine düzenlemeler içerdiğini, izin sürelerinin işgünü olarak belirlenmesinin doğru bir yaklaşım olduğunu belirtebiliriz. İzin hükümlerinin genel olarak incelenmesinden aşağıdaki sonuçlar çıkarılabilir;

a) Refakatçi tahsisi durumunda izin

Memura ve sözleşmeli personele ana, baba, eş ve çocuklarından birinin hastalığı hâlinde kendisinden başka bakacak kimsenin bulunmaması ve doktor raporu ile refakatçi tahsisi gerektiğinin belgelendirilmesi kaydıyla onbeş güne kadar izin verilecektir. Gerektiğinde bu sürenin bir katına kadar uzatılabilmesi çok olumlu bir gelişmedir.

b) Mazeret izni

Memura ve sözleşmeli personele, eşinin doğum yapması, kendisinin veya çocuğunun evlenmesi, eşinin veya çocuğunun ölümü, kendisinin veya eşinin ana, baba ve kardeşinin ölümü hâlinde isteği üzerine beş işgünü izin verilecektir. Sürelerin işgünü olarak belirlenmesi yerinde bir düzenlemedir. Ancak, bu zorunlu mazeret izinlerinin kapsamına kayın (sıhri) hısımları da dahil eden düzenlemeler yapılmalıdır.

c) Süt izni

Memur ve sözleşmeli personele çocuklarını emzirmeleri için doğum tarihinden itibaren ilk altı ayda günde üç saat, ikinci altı ayda günde bir buçuk saat süt izni verilecektir. Süt izninin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağı kadın memurun ve sözleşmeli personelin tercihine bırakılacaktır. Bu düzenlemelerle süt izni süresinin artırılması ve saat tercihinin memur ve sözleşmeli personele bırakılması yerinde yapılmış olumlu düzenlemelerdir.

            d) İzinlerle İlgili diğer olumlu düzenlemeler

Hastalık izinleri; Memurlara kanser, verem ve akıl hastalıkları gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalıkları hâlinde onsekiz aya kadar, diğer hastalık hâllerinde ise oniki aya kadar izin verilecektir.

Görevlerinden dolayı saldırıya uğrayan memurlar ve sözleşmeli personel ile görevleri sırasında ve görevlerinden dolayı bir kazaya uğrayan veya bir meslek hastalığına tutulan memurlar ve sözleşmeli personel, iyileşinceye kadar izinli sayılacaktır.

Doğum izni; Kadın memur ve sözleşmeli personele doğumdan önce sekiz, doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam on altı hafta süre ile analık izni verilecektir. Çoğul gebelik hâlinde doğum öncesi sekiz haftalık analık izni süresine iki hafta eklenecektir.

 Ancak beklenen doğum tarihinden sekiz hafta öncesine kadar, sağlık durumunun çalışmaya uygun olduğunu doktor raporuyla belgeleyen kadın memur ve sözleşmeli personel, isterse doğumdan önceki üç haftaya kadar kurumunda çalışabilir. Bu durumda kadın memurun ve sözleşmeli personelin isteği hâlinde, doğum öncesinde bu rapora dayanarak fiilen çalıştığı süreler doğum sonrası analık izni süresine eklenir. Doğumun erken gerçekleşmesi nedeniyle doğum öncesi sekiz haftalık analık izninin kullanılamayan bölümü de doğum sonrası analık izni süresine eklenir.

 Hastalık ve analık izni süresince sosyal yardımların, temel görev aylığı veya temel görev ücretinin, varsa performans ödemesinin ve altıncı fıkrada belirtilen hallerde ayrıca hizmet farkı ek ödeneğinin ödenmesine devam edilir. Ancak, bu dönemlere ilişkin olarak sosyal güvenlik mevzuatına göre yapılacak ödemeler ilgilinin kurumuna yapılır.

Evlat edinme durumlarında izin; Üç yaşını doldurmamış bir çocuğun evlat edinilmesi hâlinde, çocuğun ana ve babasının rızasının kesinleştiği tarihten veya vesayet dairelerinin izin verme tarihinden itibaren evlat edinen memur ve sözleşmeli personele de aynı koşullarla verilir. Evlat edinen her iki eşin de memur veya sözleşmeli personel olması hâlinde bu süre eşlerin talebi üzerine toplam aylıksız veya ücretsiz izin süresini geçmeyecek şekilde birbirini izleyen iki bölüm hâlinde eşlere kullandırılabilir.

e) Geçmiş yıl izinleri

Memur ve sözleşmeli personelin, daha önce tâbi oldukları mevzuat hükümlerine göre o yıl için kullanmaya hak kazandıkları ve bir önceki yıl hak kazandıkları hâlde kullanmadıkları yıllık izinleri hakkında, takvim yılı sonuna kadar tâbi oldukları önceki mevzuat hükümlerinin uygulanmasına devam olunacaktır. Takvim yılı sonuna kadar kullanılmayan izin haklarının maddenin yürürlüğe girdiği tarihte sona erecek olması ise bir hak ziyanına neden olacaktır. Bu nedenle kullanılmayan izinlerin ertesi yıla devrini sağlayan hükümlere yer verilmelidir.

7. Disiplin ve Görevden Uzaklaştırma Hükümleri

657 sayılı Kanunda da yer almayan “zamanaşımının durması” ve “zamanaşımının kesilmesi” hallerinin yeni Kanun tasarısında da disiplin hükümlerine eklenmemesi bir eksiklik olarak sürdürülmektedir

Görevden uzaklaştırma kararı almaya yetkili olanlar maddesinin b bendi “Başbakanlık, bakanlık, bağlı veya ilgili kuruluş şeklinde kurulan müsteşarlık, başkanlık veya genel müdürlük müfettiş ve kontrolörleri” şeklinde yeniden düzenlenmelidir.

8. Özel Kanunlara Göre Memur Olma Hükümleri

            2828 sayılı Kanuna tabi korunmaya muhtaç çocukların veya 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununu gereğince memuriyet kadrolarına atananlar olduğu dikkate alınarak özel kanun hükümleri çerçevesinde sınava tabi tutulma veya sınavsız atama hükümlerinin saklı olduğu hükmü Tasarı Taslağında mutlaka belirtilmelidir. Bu hükümlerin yer almaması sonucunda bu kişilerin memur ya da sözleşmeli personel olması engellenmemelidir.

9- Aynı Kurum Başka Kurum Ayrımı

Kanun Tasarı Taslağının “Tanımlar” Başlıklı 3. maddesinin m bendinde kurum; “kamu kurum ve kuruluşları” şeklinde tanımlanmıştır.

            Bu tanım yetersizidir. “aynı kurum”, “başka kurum” ayrımı bu Kanunda diğer tanımlarla birlikte belirlenmelidir. Zira bu durum vekâleten görevlendirmeler için de önem arz etmektedir. Bu konuda Sayıştay kararı dışında belirleyici bir düzenleme mevcut değildir. Ancak kamunun yapılanmasında bu karardan sonra önemli değişiklikler olduğundan konu yeniden ele alınmalı ve Kanunda yer almalıdır.

10- Fark Tazminatı Ödemesi

657 sayılı Kanun hükümlerine göre çalışan kamu görevlileri kadro veya pozisyonlarına ilişkin olarak 15/12/2005 tarihi itibarıyla almakta oldukları,

1) Aylık, taban aylığı, kıdem aylığı, ek gösterge, 657 sayılı Kanunun 152 nci maddesi uyarınca ödenen zam ve tazminatlar, makam tazminatı, temsil tazminatı, görev tazminatı,

2) En yüksek Devlet memuru aylığının belli bir oranı dahilinde ödenen nispi fazla çalışma ücretleri,

3) Okul müdürlüğü, müdür başyardımcılığı ve yardımcılığı görevini ikinci görev olarak yürütenlere ödenenler hariç, fiilen yapılmayan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti,

4) Kadro karşılığı sözleşmeli personele ilgili kanunları uyarınca ödenen ikramiye (teşvik ikramiyesi dahil),

5) Sözleşme ücreti, 

gibi ödeme toplamı net tutarının; Kamu Personel Kanun Tasarı Taslağı uyarınca bulundukları kadro veya pozisyonlarına ilişkin olarak ödenen temel görev aylığı veya temel görev ücretinin net tutarından fazla olması halinde, aradaki fark tutarı herhangi bir vergi ve kesintiye tâbi tutulmaksızın ve farklılık giderilinceye kadar, ayrıca tazminat olarak ödenecektir.

11- Sağlık Personeli İle Üniversite Personeline Yapılan Döner Sermaye Ödemelerinin Miktarı Sınırlandırılmaktadır

Sağlık Bakanlığı personelin katkısıyla elde edilen döner sermaye gelirlerinden personele bir ayda yapılacak ödemenin tutarı, ilgili personelin temel görev aylığı veya temel görev ücretinin

-Pratisyen tabip ve diş tabiplerinden serbest çalışanlara yüzde kırkını,

-Serbest çalışmayanlara yüzde seksenini,

-Uzman tabip, Tıpta Uzmanlık Tüzüğünde belirtilen dallarda bu Tüzük hükümlerine göre uzman olanlar ve uzman diş tabiplerinden serbest çalışanlara yüzde yüzünü,

-Serbest çalışmayanlara yüzde yüzyirmisini,

-Serbest çalışmayan klinik şef ve şef yardımcılarına yüzde yüzkırkını,

-Diğer personele ise yüzde otuzunu,

geçemeyecektir..

Sağlık Bakanlığı, personel temininde güçlük çekilen yerlerde çalıştırılacak uzman tabipler için, serbest çalışmamaları kaydıyla, bu oranları yüzde ellisine kadar artırarak uygulayabilir.

Yapılacak ödemelerin toplamı, hazine payı ile personelin katkısına dayanmayan ilaç ve tıbbi malzeme gelirleri ile faiz ve bağış gelirleri düşüldükten sonra bulunacak tutarın ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarında yüzde ellisini, birinci basamak sağlık kuruluşlarında ise, yüzde altmışbeşini aşamayacaktır.

Üniversitelerde, öğretim elemanlarının katkısıyla elde edilen döner sermaye gelirlerinden personele bir ayda yapılacak ödemenin tutarı, ilgili personelin temel görev aylığı veya temel görev ücretinin öğretim üyelerinde yüzde üçyüzünü, diğer öğretim elemanlarında yüzde yüzünü, diğer personelde ise yüzde otuzunu geçemez. İşin ve hizmetin özelliği dikkate alınarak yoğun bakım, doğumhane, yeni doğan, süt çocuğu, yanık, diyaliz, ameliyathane, kemik iliği nakil ünitesi ve acil servis gibi özellikli hizmetlerde çalışan personel için yüzde otuz oranı, yüzde kırk olarak uygulanır. Yapılacak ödemelerin toplamı, hazine payı ile bilimsel araştırma projelerine ayrılacak pay ve personelin katkısına dayanmayan ilaç ve tıbbi malzeme gelirleri ile faiz ve bağış gelirleri düşüldükten sonra bulunacak tutarın yüzde ellisini aşamaz.

12- İlave Ödemesi Bulunmayan Personele Ek Ödeme Yapılacak

Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, Yüksek Seçim Kurulu, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü, Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler ile ileri teknoloji enstitüleri (2547 sayılı Kanunun
58 inci maddesinden yararlanan personel hariç), Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanlığı ile bağlı kuruluşları, Türkiye ve Orta-Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Genel Müdürlüğü, Türkiye Adalet Akademisi Başkanlığı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı, Savunma anayi Müsteşarlığı, Millî Savunma Bakanlığı Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı, GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, İller Bankası Genel Müdürlüğü ile Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğünün merkez ve taşra teşkilatı ile varsa bunların döner sermaye kadrolarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre istihdam edilen memurlara Kanunun malî haklar ile sosyal yardımlara ilişkin hükümleri yürürlüğe girinceye kadar ikiyüz Yeni Türk Lirasına kadar aylık ek ödeme yapılacaktır.

Bu ödeme Mülkî İdare Amirliği Hizmetleri Sınıfı, Emniyet Hizmetleri Sınıfı ve Eğitim Öğretim Hizmetleri Sınıfı kadrolarında bulunanlara, temsil ve görev tazminatı ödenenlere, sözleşmeli (kadro karşılığı sözleşmeli olarak çalışanlar dahil) personele, fiilen yapılmayan ders karşılığı ek ders ücretinden yararlananlara, hakim ve savcı adayları, Kültür ve Turizm uzmanı ve yardımcıları ile Çevre ve Orman uzmanı ve yardımcılarına ödenmez.

Bu madde kapsamında ek ödeme yapılması öngörülen personele döner sermaye katkı payı ödemesi, döner sermaye gelirlerinden ek ödeme, fazla çalışma ücreti, 8/5/1991 tarihli ve 3717 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca yol tazminatının yarısı olarak kamu bankalarına yatırılan tutarlardan yapılan ödeme, fon, ek ödeme, ek ücret, ikramiye, teşvik ödemesi, teşvik primi ve benzeri adlar altında başkaca bir ödeme yapılmaz.

13- Kamu Personel Kanunu Tasarı Taslağındaki Mali Haklar ve Sosyal Yardımlara İlişkin Değerlendirmeler

a) Mevcut Sistemin Değerlendirilmesi

Mevcut mali sistemimizde çok farklı adlarla çok sayıda ödeme yapılmaktadır. Yapılan bu ödemeler tablo olarak aşağıda sunulmuştur.

 

Tablo 1

 

Genel ve katma bütçeden aylık alan personele bordro ile verilen ücretlerin hesabında toplam olarak 34 çeşit ödeme, 8 adet kesinti kalemi bulunmaktadır. Kuşkusuz bu sayılara arızi ve şahsi nitelik taşıyan ödeme ve kesintiler dahil değildir.

Tabiatıyla hizmet sınıfı, öğrenim durumu, kadro derecesi, görev unvanı görev yeri gibi pozisyon farklılıklarına göre her memur için bu ödeme ve kesinti kalemlerinin sayısı değişmektedir. Örneğin, 5 inci derecede bir öğretmenin aylık ücretinin hesabında on adet ödeme çeşidi ile yedi adet kesinti kalemi yer alırken 1 nci derecedeki bir pilot albayın aylık ücretinin hesabında ondört adet ödeme çeşidi ile sekiz kesinti kalemi bordroya dahil edilmektedir.[2]

Sözü edilen ödeme ve kesinti kalemlerinin ilgili mevzuatına göre hesaplanma tarzları ve aylık ücretlerin hesaplanma usulü aşağıda gösterilmiştir. Doğal olarak istisnai hallere böyle bir cetvelde yer vermek mümkün değildir.

 

Tablo 2

 

Bilindiği üzere bazı kamu görevlilerine aylıkları dışında da bir takım ücretler ödenmektedir. Vekalet, ikinci görev, huzur, ek ders, konferans, fazla çalışma, nöbet, sayım, seçim ücretleri bu tür ödemelerin başlıcalarıdır. Bunların yanında döner sermaye, fon, vakıf , iştirak ve benzeri kuruluşlardan katkı payı, yönetim kurulu üyeliği ücreti gibi çeşitli ödeme şekilleri de gittikçe yaygınlaşmaktadır.

Brüt ücretlerin ortalama %13.40’ı (ek gösterge dahil)aylık tutar, %18.45’i taban aylığı, %1.51’i kıdem aylığı, %3.45’i yan ödeme, kalan %61.82’si ise diğer tazminat ve ödeneklerden oluşmaktadır. Buna göre aylık ücretlerin belirleyici unsuru tazminat ve ödenekler olmuş, personel kanunlarında tanımlanan aylık tutarlar ücretler içinde önemini kaybetmiştir.

Brüt tutarlardan yapılan ortalama kesinti oranı %16.31 dir. Ücretlerin asli unsuru haline gelen tazminat ve ödeneklerden gelir vergisi kesilmemesi ve emekli keseneğine kısmen tabi tutulmaları nedeniyle son zamanlarda aylıklardan yapılan kesinti yüzdesi büyük ölçüde azalmıştır.

Aylık ücretlerden yapılan kesintilerin % 42.14’ünü emekli keseneği, %37.25’ini gelir vergisi, %2.92’sini damga vergisi, %11.97’sini zorunlu tasarruf, %5.72’sini ise ordu yardımlaşma keseneği oluşturmaktadır.

Aylıkların hesaplanma tarzının gereğinden çok karmaşık olduğu bilinmektedir. Performans hedeflerini belirleyebilen idarelerde uygulanabilecek verimliliği teşvik edici ücret rejimlerinde, ücretlerin hesaplanma tarzı doğal olarak karmaşık olmak zorundadır. Ancak böyle bir ücret politikası sonucunda, mal ve hizmet üretiminde hem nitelik hem de nicelik yönünden sağlanabilecek artışlar, sözkonusu karışıklığı kabul edilebilir hale getirebilmektedir. Ancak halen yürürlükte bulunan mevzuata göre idarelerde görevli memurların ücretleri, genel olarak statü esasına dayanmakta, daha verimli ve etkin çalışanlar ile diğerleri arasında herhangi bir ücret farkı gözetilmemektedir. Buna rağmen aylık ücretlerin hesaplanma usulü neredeyse performans esaslı ücret rejimleri kadar karmaşıktır.

Sözkonusu karmaşıklığın en önemli sonuçlarından birisi aleniyetin sağlanamaması sonucunda ücret dengesinin kurulamaması, kurulsa dahi kendi aylığını hesaplamakta haklı olarak zorluk çeken hizmet sınıflarının, diğer sınıfları emsal göstererek ücret artış talebinde bulunmalarıdır. Kaldı ki bu kadar karışık ücret sisteminde ücret dengesinin kurulabilmesinde de büyük zorluk çekilmesi doğaldır.

            b) Kamu Personel Kanunu Tasarı Taslağı Getirilen Mali Haklar

            Getirilen tasarı ile maaşın unsurları

1- Temel görev aylığı (memurlar için) veya temel görev ücreti(Sözleşmeli personel için)

2- Hizmet farkı ek ödeneği; Bakanlar Kurulunca uygun bulunanlara, en yüksek temel görev aylığının yüzde yirmisini geçmemek üzere hizmet farkı ek ödeneği ödenebilir.

Bu ödeme hiçbir şekilde personelin kendi temel görev aylığının veya temel görev ücretinin yüzde kırkını; Türk Silâhlı Kuvvetleri mensubu pilot, silah sistem operatörü, uçuş ekibi personeli, paraşütçü, denizaltıcı, dalgıç ve kurbağa adamlar ile bunların adaylarına; Emniyet Genel Müdürlüğü ile diğer kurumlardaki memurlar ile sözleşmeli personelden pilot, pilot adayı ve uçuş ekibi personeline yüzde ellisini geçemez.

 3- Performans ödemesi; Personelin yıllık performans değerlendirme sonuçlarına göre, temel görev aylığının veya temel görev ücretinin yüzde beşini ve ilgili kurum bütçesine memurlar, diğer kamu görevlileri ve sözleşmeli personel için konulan toplam personel giderleri ödeneğinin yüzde birini geçmemek üzere öngörülen performans ödeneğinden karşılanmak suretiyle, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin üst yöneticilerinin, belediyelerin kurdukları birliklerde birlik meclisinin, kamu iktisadî teşebbüsleri ile bağlı ortaklıklarında yönetim kurulunun onayı üzerine, değerlendirmeyi takip eden yılda aylık olarak performans ödemesi yapılabilir.

            Mali haklarla ilgili kamuoyuna duyurulan metinler herhangi bir değerlendirme yapılması için yeterli değildir. Gerek ekli cetvellerin kamuoyuna sunulmaması gerekse katsayıların belirtilmemiş olması nedenleriyle doğru bir değerlendirme yapma imkanı bulunmamaktadır.

            c) Kamu Personel Kanunu Tasarı Taslağı Getirilen Sosyal Yardımlar

Tasarı Taslağı ile getirilen sosyal yardımlar 657 sayılı Kanundaki sosyal yardım hükümlerine benzemektedir. Ancak iki önemli husus bulunmaktadır. Bunlardan birincisi bu taslakta tedavi yardımı maddesi yer almamaktadır. 657 sayılı Kanunun 209. maddesinde yer alan tedavi yardımı maddesi Tasarı taslağına yanlışlıkla mı yazılmamıştır yoksa kurumlar memurların ilaç ve hastane gideri gibi tedavi giderlerini ödemeyecek midir? Yoksa bu giderler sosyal güvenlik kurumlarınca mı ödenecektir.

İkinci hususta kira yardımlarına yönelik herhangi bir düzenlemenin yapılmayışınadır. Kamu görevlilerinin bir kısmının lojmanlardan yararlanması kamu görevlileri arasında bir eşitsizlik yaratmaktadır.

            Bu nedenle tasarıya aşağıdaki gibi bir madde konulmasının doğru olacağı düşünülmektedir. 

            “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihinden itibaren geçerli olmak üzere , 2946 Sayılı Kamu Konutları kanunu gereğince kendilerine herhangi bir şekilde konut tahsis edilmeyen kamu görevlilerine aylık görev yaptığı yerdeki 100 metrekare lojman kira bedeli kadar kira yardımı yapılır. Kira yardımları aylıklarla birlikte ödenir ve herhangi bir kesintiye tabi tutulmaz. Eşlerden her ikisinin de kamu görevlisi olması halinde kira yardım eşlerden yalnız birine yapılır. Eşlerden birinin kamuda hangi statüde olursa olsun lojman yada maddi kira yardımından yararlandırılması durumunda ayrıca lojman ve kira yardımı yapılmaz.”

 


 

 

 

 

 

[1] Hüseyin Arıcı, “Devlet Memurları İle İlgili Düzenlemelere İlişkin Öneriler,” Mali Kılavuz Dergisi, no.19, (Ocak - Mart 2003), 32.

 

[2] Sayıştay Başkanlığı Kamu Personel Sisteminin Değerlendirilmesi Raporu