Loader

* Yerel Yönetim ve Denetim Dergisinde Yayımlanmıştır

 

5271 SAYILI CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNA GÖRE TANIKLARIN İFADESİNİN ALINMASI

 

Erkan KARAARSLAN

Maliye Bakanlığı

Muhasebat Kontrolörü

ekaraaslan@muhasebat.gov.tr

 

A- GİRİŞ

Tanık; soruşturma veya ön inceleme konusu olay hakkında bilgi ve görüşüne başvurulan kişidir. Tanık beyanı ise; taraflardan olmayan birinin belli bir olay hakkında beş duyusu ile edindiği bilgileri yetkili makamlar huzurunda sözle bildirmesidir.

Bir kişinin tanık olarak kabul edilebilmesi için;

- Suça taraf olanlar dışında kalan üçüncü bir kişi olması gerekir. Bu nedenle şahsi davacı veya suçtan zarar gören kişiler tanık olarak kabul edilemez. Bunlar dışında üçüncü şahıs durumunda olan herkes tanık olabilir. Çocuklar, akıl hastaları, sanığın yakınları, iş ilişkisi içinde bulunan kişiler ve hatta yalan yere yeminden mahkum olmuş kişiler bile tanık olabilirler. Ancak sanık olan kişi tanık olamaz.

- Olayı, dava haricinde bilmesi, görmesi veya duyması gerekir.

Bu çalışmada, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa göre tanıkların ifadesinin alınması hususu, Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu ile karşılıklı olarak incelenecektir.

B- TANIKLARIN ÇAĞRILMASI

Tanıklar, çağrı kâğıdı ile çağrılır. (Ceza Muhakemesi Kanunu madde 43) Ancak ön inceleme veya soruşturmanın daha kısa sürede tamamlanabilmesini sağlamak amacıyla doğrudan doğruya kendilerine duyuru yapmak veyahut da daire amirleri yoluyla yer ve zaman gösterilerek bir konuda görüşmek istendiği açıklanmak suretiyle çağrılabilir.

Bu çağrı telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, çağrı kâğıdına bağlanan sonuçlar, bu durumda uygulanmaz.

Çağrı kâğıdında gelmemenin sonuçları bildirilir. Usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanıklar zorla getirilir ve gelmemelerinin sebep olduğu giderler takdir edilerek, kamu alacaklarının tahsili usulüne göre ödettirilir. Zorla getirilen tanık evvelce gelmemesini haklı gösterecek sebepleri sonradan bildirirse aleyhine hükmedilen giderler kaldırılır.

Fiilî hizmette bulunan askerler hakkındaki zorla getirme kararı askerî makamlar aracılığıyla infaz olunur.

C- TANIKLIKTAN ÇEKİNME HALİ

Tanık beyanda bulunmaya zorunludur. Ancak Ceza Muhakemesi Kanununun. 45-48. maddelerinde belirtilen hallerde bu kural uygulanmaz.

Şu hallerde tanığın, tanıklıktan çekilme hakkı vardır.

1- Meslek ve sürekli uğraşıları sebebiyle tanıklıktan çekinme

Meslekleri ve sürekli uğraşıları sebebiyle tanıklıktan çekinebilecekler ile çekinme konu ve koşulları şunlardır:

a) Avukatlar veya stajyerleri veya yardımcılarının, bu sıfatları dolayısıyla veya yüklendikleri yargı görevi sebebiyle öğrendikleri bilgiler.

b) Hekimler, diş hekimleri, eczacılar, ebeler ve bunların yardımcıları ve diğer bütün tıp meslek veya sanatları mensuplarının, bu sıfatları dolayısıyla hastaları ve bunların yakınları hakkında öğrendikleri bilgiler.

c) Malî işlerde görevlendirilmiş müşavirler ve noterlerin bu sıfatları dolayısıyla hizmet verdikleri kişiler hakkında öğrendikleri bilgiler.

Yukarıdaki fıkranın (a) bendinde belirtilenler dışında kalan kişiler, ilgilinin rızasının varlığı halinde, tanıklıktan çekinemez.

2- Devlet sırrı niteliğindeki bilgilerle ilgili tanıklık

Bir suç olgusuna ilişkin bilgiler, Devlet sırrı olarak mahkemeye karşı gizli tutulamaz. Açıklanması, Devletin dış ilişkilerine, milli savunmasına ve milli güvenliğine zarar verebilecek; anayasal düzeni ve dış ilişkilerinde tehlike yaratabilecek nitelikteki bilgiler, Devlet sırrı sayılır.

Tanıklık konusu bilgilerin Devlet sırrı niteliğini taşıması halinde; tanık, sadece mahkeme hâkimi veya heyeti tarafından zâbıt kâtibi dahi olmaksızın dinlenir. Hâkim veya mahkeme başkanı, daha sonra, bu tanık açıklamalarından, sadece yüklenen suçu açıklığa kavuşturabilecek nitelikte olan bilgileri tutanağa kaydettirir.

Bu madde hükmü, hapis cezasının alt sınırı beş yıl veya daha fazla olan suçlarla ilgili olarak uygulanır.

Cumhurbaşkanının tanıklığı söz konusu olduğunda sırrın niteliğini ve mahkemeye bildirilmesi hususunu kendisi takdir eder.

3- Kendisi veya yakınları aleyhine tanıklıktan çekinme

Tanık, kendisini veya aşağıdaki 4. maddede sayılan kişileri ceza kovuşturmasına uğratabilecek nitelikte olan sorulara cevap vermekten çekinebilir. Tanığa cevap vermekten çekinebileceği önceden bildirilir.

4- Hakkında hazırlık soruşturması veya ön inceleme yapılan kişinin, yakını olması nedeniyle tanıklıktan çekinme

Aşağıdaki kimseler tanıklıktan çekinebilir:

a) Şüpheli veya sanığın nişanlısı.

b) Evlilik bağı kalmasa bile şüpheli veya sanığın eşi.

c) Şüpheli veya sanığın kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu.

d) Şüpheli veya sanığın üçüncü derece dahil kan veya ikinci derece dahil kayın hısımları.

e) Şüpheli veya sanıkla aralarında evlâtlık bağı bulunanlar.

Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle tanıklıktan çekinmenin önemini anlayabilecek durumda olmayanlar, kanunî temsilcilerinin rızalarıyla tanık olarak dinlenebilirler. Kanunî temsilci şüpheli veya sanık ise, bu kişilerin çekinmeleri konusunda karar veremez.

Tanıklıktan çekinebilecek olan kimselere, dinlenmeden önce tanıklıktan çekinebilecekleri bildirilir. Bu kimseler, dinlenirken de her zaman tanıklıktan çekinebilirler.

 Tanık görev nedeniyle tanıklıktan çekinme hali dışında, tanıklıktan çekinmesinin sebebini bildirir ve bu hususta gerektiğinde yemin verdirilir.

Hakkında hazırlık soruşturması veya ön inceleme yapılan kişinin yakını olması nedeniyle tanıklıktan çekinme hakkı olduğu halde çekinmeyen tanığın, tanıklığının yemin ile teyidinin gerekip gerekmeyeceği savcı veya ön inceleme ile görevlendirilenler tarafından tayin edilir. Bununla beraber, tanık yemin etmekten çekinebilir. Bu hakkı kendisine bildirilir.

D- TANIKLARA YEMİN VERDİRİLMESİ

Tanıklara yemin verdirilmesi ile ilgili usul ve esaslar Ceza Muhakemesi Kanununun 54-57. maddelerinde düzenlenmiştir.

Tanıklar ayrı ayrı ve tanıklıktan evvel yemin ederler. Ancak dinlenecek kişinin tanık sıfatıyla dinlenmesinin uygun olup olmadığı hususunda tereddütler söz konusu ise yemin, tanıklıktan sonraya da bırakılabilir.

Tanığa verdirilen yemin, yeminin tanıklıktan önce ve sonra olmasına göre ikiye ayrılır. Tanıklıktan önce verdirilen yemine "mukaddem yemin", tanıklıktan sonra verdirilen yemine ise “muharrer yemin” denir. Yeminin şekli Ceza Muhakemesi Kanunu madde 55 de belirtilmiştir. Buna göre tanıklıktan önce yemin, "Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim." ve tanıklıktan sonra verilmesi hâlinde yemin, "Bildiğimi dosdoğru söylediğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim." biçiminde olur.

Yemin verdirilirken şu hususlara özellikle dikkat edilir.

  • Yemin edilirken herkes ayağa kalkar.
  • Tanık okur yazar ise yemin metnini yüksek sesle okumalıdır. Tanık okur yazar değilse ön inceleme ile görevli kişinin okuduğu yemin metnini yüksek sesle tekrar etmelidir.
  • Okuma yazma bilen dilsizler yemini yazıp altını imzalar.
  • Okuma yazma bilmeyen dilsizler işaretlerinden anlayan bir kimse aracılığı ile işaretle yemin ettirilirler.

- Tanıklıktan çekinme nedenlerinin mevcut olup olmadığı hususuna dikkat edilmelidir.

Hazırlık soruşturması veya ön inceleme sırasında, daha önce dinlenen tanığın yeniden dinlenmesi gerekirse, tekrar yemin verdirilmeyip daha önceki yemini hatırlatılmakla yetinilir.

E- YEMİNSİZ DİNLENECEK TANIKLAR

“Tanıkların akrabalıkları sebebiyle yeminden çekinme hakları olduğu hatırlatılmalıdır. Aksi takdirde tanıkların yeminle dinlenmeleri Kanuna aykırıdır.

            Aşağıda yazılı kimseler, tanık olarak çağrıldıklarında yemin ettirilmeden dinlenirler.

            - Dinlenme sırasında onbeş yaşını doldurmamış olanlar.

- Ayırt etme gücüne sahip olmamaları nedeniyle yeminin niteliği ve önemini kavrayamayanlar.

- Söz konusu suçlara iştirakten veya bu suçlar nedeniyle suçluyu kayırmaktan ya da suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirmekten şüpheli olanlar.

F- TANIKLARIN DİNLENMESİ VE İFADELERİNİN TUTANAKLA TESPİTİ

            Tanığa; dinlenmeden önce, gerçeği söylemesinin önemi, gerçeği söylememesi halinde yalan tanıklık suçundan dolayı cezalandırılacağı, doğruyu söyleyeceği hususunda yemin edeceği, anlatılır.

Her tanık, ayrı ayrı ve sonraki tanıklar yanında bulunmaksızın dinlenir. Tanıklar, kovuşturma evresine kadar ancak gecikmesinde sakınca bulunan veya kimliğin belirlenmesine ilişkin hâllerde birbirleri ile ve şüpheli ile yüzleştirilebilirler. Tanıkların dinlenmesi sırasındaki görüntü veya sesler kayda alınabilir. Ancak; Mağdur çocukların ve Duruşmaya getirilmesi mümkün olmayan ve tanıklığı maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunlu olan kişilerin tanıklığında bu kayıt zorunludur. Bu şekilde elde edilen ses ve görüntü kayıtları, sadece ceza muhakemesinde kullanılır. (Ceza Muhakemesi Kanunu madde 52)

Tanığa, ilk önce;

-Adı Soyadı,

-Yaşı,

-İşi ve yerleşim yeri,

-İşyerinin veya geçici olarak oturduğu yerin adresi, varsa telefon numaraları,

sorulur.

Tanık, dinlenmeden önce hakkında tanıklık yapacağı olayla ilgili olarak kendisine bilgi verilir. Tanıklık edilen konuları aydınlatmak, tamamlamak ve bilgilerinin dayandığı durumları gereğince değerlendirebilmek için tanığa ayrıca soru yöneltilebilir.

Tanığın sözü kesilmez tanık bildiklerini arka arkaya sıralar. Eğer tanık bildiklerini anlatmakta güçlük çekerse kendisine münferit sorular sorulabilir. Tanığın önceden yazılmış bir yazıyı tanık beyanı yerine geçmek üzere okuması veya vermesi gerekli değildir.

            Tanığın ifadesi bir tutanağa geçirilir. Tanığın ifadesinin birinci tekil şahıs ağzından aynen söylediği şekilde yazılır. İfadenin sonunda da “ifadenin okunduğu, yazılanların söylenenlerle aynı olduğu” düzenlenecek tutanakta belirtilerek imza altına alınır. Tutanakta ayrıca tanıklığa mani bir halin bulunmadığı ve usulüne göre yemin ettirildiği de yer almalıdır.

            Tanıklık, bir olayın gerçeğini aydınlatacak en kuvvetli delil olabileceği gibi, bazı durumlarda güvenilmeyecek ve şüpheli yönleri olan bir delil özelliği de arz edebilmektedir. Bazı tanıklar, iyi niyetlerine rağmen, dikkatli olmadıklarından olayları yeterli bir şekilde anlatamazlar. Bazıları ise olduğundan başka bir şekilde anlatırlar. Olayı iyi bir şekilde anlattırmak için, bir takım ara sorular sorulmak suretiyle tanığa yardımcı olunması gerekir.

G- YALANCI TANIKLIK YAPANLAR HAKKINDA CEZA UYGULAMASI:

Yasal bir sebep olmaksızın tanıklıktan veya yeminden çekinen tanık hakkında, bundan doğan giderlere hükmedilmekle beraber, yemininin veya tanıklığının gerçekleştirilmesi için dava hakkında hüküm verilinceye kadar ve her hâlde üç ayı geçmemek üzere disiplin hapsi verilebilir. Kişi, tanıklığa ilişkin yükümlülüğüne uygun davranması halinde, derhâl serbest bırakılır.

Bu tedbirleri almaya naip hâkim ve istinabe olunan mahkeme ile soruşturma evresinde sulh ceza hâkimi yetkilidir.

Davanın görüldüğü sırada bu tedbirler alındıktan ve yukarıdaki süreler suçun türüne göre tümüyle uygulandıktan sonra o dava veya aynı işe ilişkin diğer davada tekrar edilmez.

Disiplin hapsi kararına itiraz edilebilir

H- TANIĞIN KORUNMASI

Tanık olarak dinlenecek kişilerin kimliklerinin ortaya çıkması kendileri veya yakınları açısından ağır bir tehlike oluşturacaksa; kimliklerinin saklı tutulması için gerekli önlemler alınır. Kimliği saklı tutulan tanık, tanıklık ettiği olayları hangi sebep ve vesile ile öğrenmiş olduğunu açıklamakla yükümlüdür. Kimliğinin saklı tutulması için, tanığa ait kişisel bilgiler, muhafaza edilir.

Hazır bulunanların huzurunda dinlenmesi, tanık için ağır bir tehlike teşkil edecek ve bu tehlike başka türlü önlenemeyecekse ya da maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından tehlike oluşturacaksa; hâkim, hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan da tanığı dinleyebilir. Tanığın dinlenmesi sırasında ses ve görüntülü aktarma yapılır. Soru sorma hakkı saklıdır.

Tanıklık görevinin yapılmasından sonra, kişinin kimliğinin saklı tutulması veya güvenliğinin sağlanması hususunda alınacak önlemler, ilgili kanunda düzenlenir. Bu hükümler, ancak bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak uygulanabilir.

I- TANIKLARA TAZMİNAT VE YOL GİDERLERİNİN ÖDENMESİ:

Çağrılan tanığa, her yıl Adalet Bakanlığınca hazırlanan tarifeye göre kaybettiği zaman ile orantılı bir tazminat verilir. Tanık hazır olmak için seyahat etmek zorunda kalmışsa, yol giderleriyle tanıklığa çağrıldığı yerdeki ikamet ve beslenme giderleri de karşılanır. Ödenmesi gereken tazminat ve giderler, hiçbir vergi, resim ve harç alınmaksızın, ödenir.