Loader

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun ihaleye katılımda yeterlik kuralları başlıklı 10’uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (c) bendi hükmü ile Türkiye'nin veya kendi ülkesinin mevzuat hükümleri uyarınca kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olan isteklilerin ihale dışı bırakılacağı, beşinci fıkrasında ise Kamu İhale Kurumu’nun Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın uygun görüşünü alarak sosyal güvenlik prim borcunun kapsamı ve tutarını tür ve tutar itibariyle belirlemeye yetkili olduğu hüküm altına alınmıştır. Kamu İhale Genel Tebliği’nin 17.3. maddesi ile de, prim borcunun kapsamı, tutarı ve türü düzenlenmiştir.

İhalelere katılan gerçek veya tüzel kişi istekliler teklif mektupları içerisinde kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olmadıklarını taahhüt etmekte, sadece ihale üzerinde bırakılan istekli tarafından bu durumda olmadığına ilişkin belge sözleşme imzalanmasından önce idareye (ihale makamına) sunulmaktadır. Kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu sorgulamasında isteklilerin, Türkiye genelindeki borç asıl ve fer’ileri toplamı dikkate alınmaktadır. Kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu kapsamında, sigorta primi, sosyal güvenlik destek primi, işsizlik sigortası primi, bu primlere ilişkin gecikme cezası, gecikme zamları ile diğer fer’ileri bulunmakta olup; tasarrufa teşvik kesintisi ve katkı tutarları, konut edindirme yardımı, idari para cezaları, ilgili kanunlar uyarınca takip ve tahsil görevi verilmiş olan özel işlem vergisi, eğitime katkı payı ve damga vergisi ile bunlara bağlı gecikme zamları kapsam dışı tutulmuştur.

Tecil ve taksitlendirmeye ya da yeniden yapılandırmaya giren prim borçları, isteklilerin gerçek, tüzel kişi işveren veya alt işvereni bulunup bulunmadığı göz önüne alınarak sigorta primine esas kazancın alt sınırının 3 katını, sigorta primine esas aylık kazancın üst sınırının 3 katını veya sigorta primine esas aylık kazancın üst sınırının 6 katını aşmayan prim borçları, kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olmadığı değerlendirilecektir. Prim borçlarının süresi içerisinde ödenmemesi, geçici veya nihai karar bulunmayan hallerde dava açılması veya 6183 sayılı Kanun çerçevesinde tahsil edilmesi yönünde dava açılması hallerinde kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olduğu kabul edilmektedir.

Kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu sorgulamaları sırasında isteklilerin kapsama giren borçlarını ihale tarihi itibariyle ödemeleri halinde kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olmadığı kabul edilecektir.

Kamu İhale Kurumu ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında yapılan işbirliği protokolü kapsamında kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu sorgulaması Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sağlanan web servis aracılığıyla gerçek kişi istekliler için T.C. Kimlik Numarası, tüzel kişi istekliler için ise Vergi Kimlik Numarası kullanılarak idarelerce Elektronik Kamu Alımları Platformu üzerinden gerçekleştirilmektedir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 90’ıncı maddesi ile kamu idarelerinin ihale yoluyla yaptırdıkları işleri üstlenenlerin Sosyal Güvenlik Kurumuna muhtemel sigorta primi ve idari para cezasının teminat altına alınması amacıyla, kamu idareleri olan ihale makamlarına bir takım yükümlülükler getirilmiştir. Bu madde kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu Prim ve İdari Para Cezası Borçlarının Hakedişlerden Mahsubu, Ödenmesi ve İlişiksizlik Belgesinin Aranması Hakkında Yönetmelik yayımlanmıştır.

Kamu kurum ve kuruşlarının ihale yolu ile yaptırdıkları işlerden dolayı Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenecek primler ile diğer alacakların zamanında ve kolayca tahsilinin sağlanması, sigortalıların haklarının korunması için, ihaleli işi alan işverenlerin adlarını/unvanlarını, tebligat adreslerini, sözleşmenin imzalanma tarihini ve sözleşmeye göre işe başlama tarihini, Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmesi ve ihale makamı nezdindeki hak ediş ve teminatlarının Sosyal Güvenlik Kurumuna borçları olmadığı (sigorta primi, idari para cezası ve diğer prime ilişkin borçları) anlaşıldıktan sonra ödenmesi veya geri verilmesi, zorunlu kılınmış, bu yükümlülüklere uyulmadan hak ediş ödemesi, kesin teminatın iade edilmesi ilgililere genel hükümlere göre müeyyide uygulanması yönünde düzenleme yapılmış ve ayrıca da sözleşmenin imzalandığı tarihi izleyen 15 gün içinde yüklenicilerin bildirilmemesi idari para cezasına bağlanmıştır.

Anayasamızın “çalışma şartları ve dinlenme hakkı” başlığını taşıyan 50’nci maddesinde, dinlenmenin çalışanların hakkı olduğu ve ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartlarının kanunla düzenleneceği hüküm altına alınmıştır. Bu hükümden hareketle, söz konusu düzenleme işçiler yönünden 4857 sayılı İş Kanunu ile yapılmıştır. Yıllık ücretli izin hakkı, işçilerin dinlenmelerini sağlama amacına yönelik bir dinlenme iznidir. Yıllık iznin temelinde, işçinin ücretinin ödenmesine devam edilebilmesi düşüncesi oluşturur. Bazı çalışma ilişkilerinde çalıştırılan işçilerin özellikle kıdem tazminatı ve yıllık izin konularında sıkıntı ile karşılaştıkları da bir gerçektir. Bu husus özellikle hizmet ihaleleri sonucunda kamu kurum ve kuruluşlarına karşı işi üstlenen yüklenici firmalarda yaşanmaktadır.

İhale makamlarının gerek İş Mevzuatı gerekse de Sosyal Güvenlik Mevzuatı açısından sorumlu tutulabilmesi için, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulabilmesine bağlıdır. Bu ilişki kurulmadan, ihale makamlarının sorumlu tutulması mümkün değildir. Kamu kuruluşlarında, bir işin ihale suretiyle bir işverene verilmesi durumlarında genelde, bir işin bütünüyle bitirilmesi amaçlandığından, ihale makamı asıl işveren ve işi alan yüklenici alt işveren olarak nitelendirilemez. Asıl işveren işi alan yüklenici kabul edilmektedir. Ancak, yapılan ihale sözleşmeleri ile teknik şartnamelerde, işçilerin işe alınmalarında ve işlerine son verilmesinde tek yetkinin ihale makamı olduğu ve bunun da kurulacak komisyon tarafından yapılacağı veya firmaların işçi alım ve çıkarılmasında kesinlikle tasarruf sahibi olmayacağı gibi şeklinde ibarelerin yer alması durumunda, ihale makamlarının sorumlu tutulacağı kaçınılmazdır. İhale yolu ile verilen işte, işçilerin işe alınması, işten çıkarılması kısaca sosyal güvenlik ve işçilik haklarının tamamıyla yükleniciye ait olup, sözleşmelere veya şartnamelere böyle hükümler konularak ihale makamlarının bizzat yüklenici sıfatı yerine geçmesinin çalışma ve sosyal güvenlik mevzuatındaki ası işveren, alt işveren ve bu ikisi arasında kurulacak iş ilişkilerine aykırılık teşkil edecektir.

İdarelerde yüklenici firmaların her yıl/iki yıl/daha fazla yıllarla bir değişmiş olması ancak aynı işçilerin çalışmalarına devam etmeleri karşısında, en az bir yıllık hizmetinin bulunması durumunda hizmet süresine göre yıllık ücretli izin verilmesi açık olduğu kadar kıdem tazminatının ödenmesi de açıktır. Elbette konu yargıya intikal ettiğinde, işçilerin lehine yorumlama ilkesi uyarınca, işçilerin ücretli izin haklarının kullandırılması ve kıdem tazminatlarının ödenmesi gerektiği yönünde kararlar vermesi izahtan varestedir.

İşte bu çalışmamızda, yukarıda yer verilen hususlar göz önünde bulundurulmak üzere İHALE SGK İLİŞKİSİ işlenmiştir. Çalışmada, ihale öncesi SGK işlemleri, ihale sonrası SGK işlemleri, ödeme aşamasında SGK ile ilişki, teminat mektubunun SGK ile ilişkisi, ihale konusu işlerde çalıştırılan işçilerin hakları, yargı kararları ışığında ihale makamları ve isteklilerin sorumlulukları açıklanmıştır.

Çalışmamızın kamu kurum ve kuruluşlarına klavuz kaynak niteliğinde hazırlanmasının yanında 4857 sayılı Kanun kapsamında ihale yoluyla istihdam edilen işçi statüsündeki çalışanlarımızın özlük ve sosyal haklarına kavuşması temennisiyle...